-
1 uzun atlama
sport Weitsprung m -
2 uzun atlama
спорт.прыжки́ в длину́ -
3 uzun atlama
n. long jump* * *1. broad jump 2. long jump -
4 uzun atlama
long jump, broad jump -
5 atlama
atlama Springen n; Sprung m; Wurf m;sırıkla atlama Stabhochsprung m;uzun atlama Weitsprung m;yüksek atlama Hochsprung m;atlama beygiri Pferd n (Turngerät);atlama sehpası Bock m (Turngerät);atlama tahtası Sprungbrett n;atlama taşı yapmak fig als Sprungbrett benutzen -
6 atlama
прыжо́к тж. спорт.sırıkla atlama — прыжо́к с шесто́м
suya atlama — прыжо́к в во́ду
uzun atlama — прыжо́к в длину́
üç adım atlama — тройно́й прыжо́к
yüksek atlama — прыжо́к в высоту́
•• -
7 uzun
uzun araç Langtransporter m, „long vehicle“;uzun atlama Weitsprung m;uzun boylu hoch gewachsen;o kadar uzun boylu değil das geht nicht ganz so weit; int Schluß jetzt!;uzun çizgi Gedankenstrich m;uzun dalga Langwelle f;uzun etmek weitschweifig sein; übertreiben; sich zieren;uzun hava eine Liedform der türk. Volksmusik;uzun huzmeli far AUTO Fernlicht n;uzun kollu langärmelig;uzun kulak(lı) (Meister) Langohr n;uzun mesafeli koşu Langstreckenlauf m;uzun metrajlı film Spielfilm m;uzun oturmak fam sich langmachen; sich hinfläzen;uzun ömürlü süt H-Milch f;uzun sürmek lange dauern;uzun uzadıya lang und breit; ausführlich; eingehend;uzun uzun unverwandt, lange, unentwegt;uzun ünlü lange(r) Vokal;uzun yol şoförü Fernfahrer m, -in fuzunları yakmak Fernlicht anschalten -
8 uzun
"1. long; lengthy. 2. tall. 3. for a long time, a long time; at length. - atlama broad jump, long jump. - boylu 1. tall (person). 2. at length; in detail. - etmek 1. to hold forth at great length. 2. to drag out a conversation needlessly. 3. to beat around the bush. 4. to act unwilling. - hava Turkish folk mus. a long piece of music which lacks a set rhythmic pattern. - hayvan colloq. snake. - hece gram. long syllable. - hikâye matter which requires a long explanation, involved affair. - kulaklı colloq. donkey, ass. - lafın kısası the long and short of it, in short. - oturmak colloq. to sprawl, sit with one´s legs outstretched. - uzadıya/uzun at great length, in great detail. - ünlü phonetics long vowel." -
9 broad jump
uzun atlama -
10 Weitsprünge
uzun atlama -
11 broad jump
uzun atlama -
12 long jump
uzun atlama -
13 broad jump
uzun atlama -
14 long jump
uzun atlama -
15 long jump
uzun atlama* * *uzun atlama* * *(a sports contest in which people jump as far as possible.) uzun atlama -
16 saut
-
17 прыжок
м1) atlayış; sıçrayışодни́м прыжко́м — bir sıçrayışta
2) спорт. atlamaпрыжки́ в длину́ — uzun atlama
прыжки́ в высоту́ — yüksek atlama
-
18 длина
uzunluk,boy,süre,uzunluk* * *ж1) uzunluk; boyдлина́ волны́ — радио dalga uzunluğu
доска́ длино́й в три ме́тра — üç metre boyunda bir tahta
тра́сса длино́й в пять киломе́тров — радио, спорт. beş kilometrelik parkur
разре́зать / распили́ть в длину́ — uzunlamasına kesmek
2) ( длительность) uzunluk, süreдлина рабо́чего дня — iş gününün süresi
путь длино́й в три го́да — üç yıllık yol
••прыжки́ в длину́ — спорт. uzun atlama
-
19 Skifliegen
Skifliegen n, Skiflug m kayakla uzun atlama -
20 Skiflug
Skifliegen n, Skiflug m kayakla uzun atlama
- 1
- 2
См. также в других словарях:
uzun atlama — is., sp. Vücudun, bacakların sıçrama gücü ile yerden kesilerek alabildiğine uzağa konması … Çağatay Osmanlı Sözlük
atlama — is. 1) Atlamak işi 2) Belirli bir yerden gerilip hız alarak yapılan sıçrama ile vücudu yerden kesip daha uzak bir yere kondurma veya belli bir yükseklikten aşırma 3) sp. Bu biçimde en uzağa atlamak veya en yükseği aşmak amacıyla yarışılan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
uzun — sf. 1) İki ucu arasında fazla uzaklık olan, kısa karşıtı 2) Başlangıcı ile bitimi arasında fazla zaman aralığı olan, çok süren Uzun ince bir yoldayım / Gidiyorum gündüz gece. Âşık Veysel 3) zf. Ayrıntılı, derinlemesine Uzun düşündüğünü unuttuğu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
pentatlon — is., sp., Fr. pentathlon 1) Eski Yunan da koşu, uzun atlama, cirit atma, disk atma ve güreşi kapsayan atletizm yarışması 2) Günümüzde uzun atlama, cirit atma, disk atma, 200 ve 1500 m koşularını kapsayan atletizm yarışması … Çağatay Osmanlı Sözlük
dekatlon — is., sp., Fr. décathlon Uzun atlama, gülle atma, cirit atma, yüksek atlama, disk atma, sırıkla yüksek atlama, 100 m koşusu, 400 m koşusu, 110 m engelli koşu, 1500 m koşularını içeren atletizm yarışması … Çağatay Osmanlı Sözlük
Turkish grammar — This article concerns the grammar of the Turkish language. A companion to this article is Turkish vocabulary. Three features that, together, distinguish Turkish from many other languages are the following: #Turkish is highly agglutinative: its… … Wikipedia
sırık — is., ğı Değnekten uzun ve kalınca ağaç Duvarların üstüne yan yana henüz kesilmiş kavak sırıkları dizilmişti. Y. K. Karaosmanoğlu Birleşik Sözler sırık domatesi sırık fasulyesi sırık hamalı sırıkla atlama sırıkla yüksek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çizgi — is. 1) Çizilerek veya çeşitli yollarla oluşmuş iz, çizi, hat, tahril Bu kâğıda üç çizgi çekti. Ö. Seyfettin 2) Yüz ve vücut hatlarının her biri Gözlerinin rengi, yüzünün çizgileri, boyu bosu bile değişmiyordu. O. Rifat 3) mat. Bir noktanın… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tahta — is., Far. taḫte 1) Düz, enlice, uzun ve az kalın biçilmiş ağaç Çam tahtası. Gürgen tahtası. 2) sf. Bu ağaçtan yapılmış Bilet toplanan tahta parmaklıktan geçtik. Ö. Seyfettin 3) Bu malzemeden oluşmuş yüzey, döşeme Yeni silinmiş tahtalar birkaç… … Çağatay Osmanlı Sözlük